top of page

Destek… Desteklemek… Desteklenmek…

Duygusal olarak zor zamanlar yaşarken, mutsuzken, ya da tam tersi heyecanlıyken, bir şeyi denerken… Başkalarından destek almak nasıl iyi geliyor di mi? Özellikle de sevdiklerimizden…!

Destek dediğimiz ne ki? Nasıl bi’ yardım? Ne zaman olmalı, ne kadar olmalı? Bağıra bağıra istemek mi gerek illa? İstenmeden de naifçe destek olamaz mıyız? Başkasına? Kendimize?


Yaşadığım değişik duygu ve durumlardan şunu anladım; desteklemek her zaman aynı şekilde olmuyor ve tanımı değişebiliyor. Bazen bir bakış, bazen bir sohbet, fikir alış-verişi veya sadece dinlemek, bazen reklamını yapmak, bazen referans olmak, bazen ürün satın almak, bazen siteye üye olmak, bazen teknik destek vermek, bazen beğenmek, takdir etmek ya da sadece yanındayım demek… Bunların kimi büyük kimi küçük. Aynısı bazen büyük bazen küçük. Farkında olmasak da destek görmeye ihtiyacımız oluyor zaman zaman. Birinin yanında ağlamaya, diğeriyle gülmeye, birinin bizi gaza getirmesine, diğerinin ayaklarımızı yere bastırmasına…

Kiminin parası kiminin duası gibi oldu biraz. Neyse, paramız da duamız da çok olsun.


Ha bi’ de şunu fark ettim. Desteklendiği kadar destekliyor insan. Yani ben. Elimde kağıt kalem skor tutmuyorum tabi, his işte, desteklenmek ya da desteklenmemenin senin verdiğin öneme (duruma ya da kişiye) göre sende bıraktığı etki. Eskisi gibi gözü kapalı tüm varlığımla desteklemiyorum artık herkesi. Her hangi özel bir çaba sarf etmeden, kendiliğinden… Gördüğüm kadarını yapıyorum, desteklendiğim kadar destekliyorum. Benlik bi’ şey değil, evrenin alma-verme dengesi bozulmasın diye 😜 zira zamanında pek bi bozmuşum teraziyi 😆


Yazacaklarım bu kadar. Öyle bi’ içimden geldi. Desteklenme ihtiyacım görülmek/duyulmak istedi belki de.


Not: “öyle bi içimden geldi”yi okuyunca beyninde Bülent Ersoy’un “öyle bi içimden geldi, aslında bu yoktu, bu yoktu, anasını satayım içimden geldi”si yankılananlar el kaldırsın 😆

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page